İçeriğe geç

Hamule ne demek TDK ?

Hamule Ne Demek TDK? Hayatın Yükünü Taşıyan Sessiz Bir Kelime

Bir Hikâyeyle Başlayalım…

Soğuk bir kış sabahıydı. Elif, eski bir sandığın kapağını yavaşça kaldırdı. İçinde sararmış mektuplar, danteller ve bir parça gümüş takı vardı. O takının küçük etiketinde “Hamule” yazıyordu. Kelimenin anlamını bilmiyordu ama içinde bir şey kıpırdadı. Sanki bu kelime, sadece bir eşyanın değil, bir geçmişin, bir yükün, bir duygunun taşıyıcısıydı.

O sırada eşi Murat, mutfakta kahvesini yudumluyordu. Elif’in düşünceli halini fark edip yaklaştı. “Ne buldun yine o sandıkta?” dedi gülümseyerek. Elif, gözlerini takıdan ayırmadan, “Hamule yazıyor üstünde… Ne demek acaba?” diye sordu. Murat, cep telefonunu çıkarıp hemen arama motoruna yazdı. Tipik bir erkek refleksiyle çözümü hemen bulmak istiyordu.

Hamule Ne Demek TDK’ye Göre?

Türk Dil Kurumu’na göre “hamule”, yük, taşınan şey, ağırlık, nakledilen mal veya eşya anlamına gelir. Kimi zaman bir geminin taşıdığı yükü, kimi zaman bir insanın omzundaki hayat sorumluluklarını simgeler. Arapça kökenli olan bu kelime, aslında hem maddi hem manevi bir ağırlığı anlatır.

Elif bu anlamı duyunca derin bir nefes aldı. “Yük… demek ki bu takı da bir hatıranın yükünü taşıyor,” dedi sessizce. Murat ise gülerek, “Ben olsam kargo terimi sanırdım,” diyerek ortamı yumuşatmaya çalıştı. İşte o an, kelimelerin sadece anlam değil, duygu taşıdığını da fark ettiler.

Bir Kelimenin İki Yüzü: Strateji ve Empati

Murat için “hamule” bir terim, bir tanım, bir çözüm kelimesiydi. Onun zihninde şeyleri düzenli, mantıklı bir şekilde kategorize etme eğilimi vardı. Kadınsa, o kelimenin içindeki hikâyeyi, duyguyu, sesi duyardı.

Elif, takıyı eline aldı. “Belki de bu bir gelinin çeyizinden kaldı. Belki bir annenin son yadigârıydı.” dedi. Murat, “O zaman onu korumalıyız,” diye yanıtladı, bu kez biraz daha duygulu bir sesle.

İşte o anda aralarındaki fark birleşti: biri stratejik düşündü, diğeri duygusal. Ama “hamule” onları aynı noktada buluşturdu — yükü paylaşmanın anlamında.

Hamule: Yalnızca Bir Yük Değil, Bir Hikâye

Günümüz dünyasında hepimiz birer “hamule” taşıyoruz. Kimimiz geçmişimizin yükünü, kimimiz gelecek kaygısını, kimimiz bir sevdanın ağırlığını…

Elif’in sandığı, aslında hepimizin iç dünyasında sakladığı o görünmeyen sandıklardan biriydi.

Bir kelimeyle başlayan merak, bir duyguya dönüştü.

Murat o akşam, Elif’in yanına oturup sessizce “Belki de hepimizin hamulesi var, değil mi?” dedi.

Elif başını salladı, “Evet, ama paylaşırsak hafifliyor,” diye cevap verdi.

Hamule’nin Hayattaki Yansıması

“Hamule” bazen bir annenin uykusuz geceleridir, bazen bir babanın sustuğu endişeler…

Kimi zaman bir sevdanın bitmemiş cümlesi, kimi zaman bir çocuğun gözlerindeki umut.

Hepimiz kendi hamulemizi taşırız, ama önemli olan o yükü taşırken insan kalabilmek, hissetmek, paylaşabilmektir.

Elif ve Murat’ın hikâyesi de tam olarak bunu anlatıyordu.

Bir kelimenin ardında yatan anlamı çözmek değil, o kelimeyi yaşamak gerekiyordu.

Son Söz: Kelimeler Yüktür, Ama Duygular Kanat

“Hamule” sadece sözlükte duran bir kelime değildir.

Bir annenin, bir babanın, bir sevgilinin omzundaki yük; aynı zamanda insan olmanın zarif bir hatırlatıcısıdır.

Hepimiz kendi “hamule”mizi taşırız — bazen gözyaşıyla, bazen gülümsemeyle.

Ama paylaşıldığında, o yük bir hikâyeye dönüşür.

Bu yazıyı okuyan sen de belki kendi “hamule”ni taşıyorsun şu an. Belki o yük seni büyütüyor, belki de yavaşça yoruyor.

Ama unutma: her hamule, içinde bir anlam, bir hikâye ve bir insanlık izi taşır.

Peki senin hamulen ne?

Yorumlarda kendi hikâyeni paylaş, belki de bir başkasının yükünü hafifletirsin…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

şişli escort
Sitemap
cialisinstagram takipçi satın alhttps://tulipbetgiris.org/prop money