(+) (-) Nedir? İzmirli Bir Gençten Mizahi Bir Bakış
(+) (-) ile Hayatın Kendisi: Bir Matematiksel Hikaye
Şimdi, biraz ciddiye alalım ama çok da abartmayalım. (+) (-) nedir diye sormak, aslında hayatta her şeyin artı ve eksi yönlerini keşfetmeye yönelik bir adım gibidir. Düşünsene, İzmir’de yaşıyorsun, sürekli espri yapıyorsun, ama bir yandan da her şeyin derin anlamını sorguluyorsun. İşte tam da böyle anlarda, (+) (-) meselesi ortaya çıkıyor.
Bir arkadaşım geçen gün bana “Artı ve eksi sembollerini hiç düşündün mü?” diye sordu. Tabii, şaka yapıyor sanıp gülümsedim, ama bir yandan da bu soru kafamda dönmeye başladı. Ne kadar “+” veya “-” olabilirim? Neden hayat bu kadar ikili? Gözlüğümü takıp (evet, İzmirli gençlerin gözlük takması şart!) biraz derinlemesine düşünmeye başladım.
(+) ve (-) Matematikten Daha Fazlası
Matematikle ilgili pek bir şey hatırlamıyorum açıkçası, ama (+) (-) nedir sorusu, bana biraz da bu türden bir kafayı hatırlattı. Ne kadar pozitif olabilirim? Ne kadar negatif? Sonra aklıma geldi ki, günlük hayatta her şey aslında bir (+) (-) denklemine dönüşüyor. İşte tam o noktada, şunu fark ettim: Hayat, bir nevi matematiksel bir işlem gibi!
Mesela, geçen hafta bir kafede arkadaşlarla otururken, biri “Bugün çok kötü bir gündü!” dedi. Diğer arkadaşım ise “Ama en azından kahve içiyoruz, bir artı buldun, değil mi?” şeklinde yanıt verdi. Burada (+) (-) farkı nedir? Basitçe söylemek gerekirse: Bir kişi her şeyi negatif tarafta görürken, diğer kişi, en kötü durumda bile bir artı bulmayı hedefliyordu. İşte hayatın matematiği tam da burada devreye giriyor.
“+” mı, “-“ mi? İşte Bu Asıl Soru!
Bir gün arkadaşım Burak’la yürüyüş yaparken, bana “Hayatındaki en büyük artı ne?” diye sordu. “Artı mı? Hmmm… Sağlık, aile, belki biraz da başarı?” dedim. Burak gözlüklerini düzelterek, “Bunlar hep klasik cevaplar ya, hayatın en büyük artısı ne bileyim, mesela internet var!” dedi. Gerçekten de internet var, Burak haklıydı.
Ama o zaman başka bir soru geldi aklıma: Peki ya negatifler? “-” dediğimiz şeyler, acaba hayatımızda ne kadar yer kaplıyor? Bir de “-” kavramı üzerinden düşündüğümüzde, mesela iş yerinde sinirli olduğun bir günü düşün. Bugün de her şey “-” ama o iş yerindeki kahve makinesi bile bazen o kadar değerli olabiliyor ki. İşte burası da benim “-” ile gördüğüm artıydı. Kahve makinesi her zaman bir artı olmasa da, zor bir günün ardından o bir kahve, sanki bir + gibi oluyor.
Böylece, (-) her zaman kötü değil, bazen bize kendimizi daha fazla geliştirebilme fırsatı sunuyor. Evet, bazen olumsuz şeyler de hayatımızın bir parçası. Bu biraz da bana şunu hatırlatıyor: Zorluklar bazen insanı daha güçlü kılar, yani o da bir tür artı.
(+) (-) ile Duygusal Bir Hesap: İnsanlık Durumu
Bir gün, o meşhur sabah uykusuzluklarımın birinde, kendi kendime şunu sordum: “Neden her şeyin karşıtı var?” Tam o an iç sesim devreye girdi. “Çünkü (+) (-) her zaman birbirini dengelemek için var. Her birimizin bir artı ve eksi yönü var, tıpkı hayatın kendisi gibi.”
Hatta, geçenlerde akşam arkadaşlarla buluştuğumda, biri durup dururken “Hayat çok karışık değil mi?” dedi. “Evet, haklısın, ama en azından matematikte işler belli,” dedim. “Artı ve eksi” kavramları arasında kaybolmuşken, hem günlük yaşamda hem de daha büyük sorularda bu dengeyi nasıl kurmamız gerektiğini hep düşünmüşümdür. Birini olmadan diğeri olmaz çünkü. Kısacası, her (+) aslında bir (-)’yi doğuruyor, her (-) de bir (+)’ı.
Ve tabii, buna yönelik mizahi bir yaklaşım da bulamadım değil: “Yani, bir işte başarısız olduğunda, diğer işte başarılı olabileceğini düşün, bir tür ‘denge’!” derken de gözlüklerimi düzelttim. “Bazen yaşam, sadece bir denge kurmaktan ibaret” demek kolay ama içten içe ne kadar karmaşık olduğunun farkındayım.
Herkesin Hayatında (+) (-) Olan Bir Şeyler Vardır
Bursa’da yaşıyorum, gündelik hayat bazen o kadar koşturmacalı olabiliyor ki, bir an durup bu (+) (-) kavramını hatırlamıyorsun bile. Ama aslında her birimiz her gün, bir şekilde artı ve eksiyle baş başa kalıyoruz. İşe gitmek mi? Artı: maaş. Eksi: trafik. Akşam yemeği mi? Artı: lezzetli yemek. Eksi: aşırı kalorili.
Sonuçta, (+) (-) nedir diye düşündüğümüzde aslında hayatın kendisini ve bizleri anlamaya başlıyoruz. Bazen her şey kusursuz olur, bazen de her şey ters gider. Ama önemli olan, artılarımızı ve eksilerimizi kabul edebilmek, ikisini de kendi içinde dengelemeyi öğrenmek.
Yani demem o ki, (+) ve (-), sadece semboller değil, aslında her birimizin yaşamında olan bir şey. Hayatın her alanında, küçük ya da büyük fark etmeksizin, bu dengeyi kurmak bazen zor olabilir ama işte o zaman tam anlamıyla gerçek yaşam başlıyor.