Göktürk Alfabesi ile Nasıl Yazılır? – Taşlardan Dijital Çağa Uzanan Bir Dilin İzinde
Gökyüzüyle konuşan bir dil düşünün… Taşlara kazınmış, rüzgârla birlikte yankılanan, ulus olmanın ilk sembollerinden biri. Göktürk Alfabesi ya da diğer adıyla Orhun Yazısı, yalnızca bir yazı sistemi değil; Türk kimliğinin, belleğinin ve düşüncesinin en eski yazılı formudur. Bu alfabe ile yazmak, geçmişle yeniden bağ kurmak demektir. Fakat bu bağ, yalnızca nostaljik değil, aynı zamanda akademik ve kültürel bir yeniden keşiftir.
—
Göktürk Alfabesinin Doğuşu: Tarihsel Bir Arka Plan
Göktürk Alfabesi, 8. yüzyılda Orhun ve Yenisey bölgelerinde yaşayan Türk boylarının kullandığı bir yazı sistemidir. En önemli örneklerini Orhun Yazıtları’nda görürüz. Bu yazıtlar, Bilge Kağan, Kül Tigin ve Tonyukuk gibi devlet adamlarının politik, kültürel ve felsefi düşüncelerini taşlara kazıyarak sonsuzluğa ulaştırmıştır.
Alfabe yaklaşık 38 harften oluşur. Her bir işaret bir sesi temsil eder, ancak Latin alfabesindeki gibi harf değil, hece değerine yakın bir yapıya sahiptir. Yazı sağdan sola doğru yazılır; bu özellik onu, o dönemin birçok Avrasya alfabesinden ayırır.
Akademik araştırmalarda Göktürk alfabesinin kökeni üzerine farklı görüşler vardır. Bazı araştırmacılar bu yazının Sogd veya Arami kökenli olduğunu, bazıları ise tamamen yerli bir Türk icadı olduğunu savunur. Her iki görüş de, alfabenin oluşum sürecinin çok kültürlü bir coğrafyanın ürünü olduğunu gösterir.
—
Yazının Yapısı: Harflerden Fazlası
Göktürk Alfabesi’nin her karakteri, yalnızca bir sesi değil, bir anlam katmanını taşır. Örneğin “𐱅𐰇𐰼𐰜 (Tengri)” kelimesi, hem “gök” hem “Tanrı” anlamını içerir. Bu yazıda sembol ile anlam arasındaki bağ doğrudandır; bir işaret, aynı zamanda bir kimliktir.
Bu alfabenin güzelliği, sadeliğinde yatar. Her sembol geometriktir; üçgen, dik çizgi ve kavislerle şekillenmiştir. Bu sadelik, taş üzerine kazıma tekniğinin doğal bir sonucudur. Yazının estetik yönü, aynı zamanda fonetik netliğiyle birleşir.
Bugün Göktürk harfleri Unicode sistemine dâhil edilmiştir. Yani artık dijital ortamda da kullanılabilmektedir. Bu, yalnızca bir yazının değil, bir kültürün dijital çağa taşınması anlamına gelir.
—
Göktürk Alfabesi ile Yazmayı Öğrenmek
Göktürk Alfabesi ile yazmak, öncelikle ses-temelli bir düşünmeyi gerektirir. Çünkü bu alfabe Latin alfabesi gibi birebir harf karşılığına dayanmaz. Yazarken şu adımlar izlenir:
1. Kelimeleri Seslere Ayırın: Latin harfleriyle değil, ses birimleriyle düşünün.
2. Sağdan Sola Yazın: Yazının yönü tarihsel biçimiyle korunur.
3. Harf Karşılıklarını Kullanın: Her Türkçe sesin Göktürkçe karşılığı farklıdır. Örneğin:
– T → 𐱅
– E → 𐰀
– N → 𐰣
– G → 𐰍
– R → 𐰺
Böylece “TENGRİ” kelimesi “𐱅𐰀𐰣𐰍𐰺𐰃” şeklinde yazılır.
Günümüzde bu harfleri öğrenmek için dijital çeviri araçları ve akademik transkripsiyon tabloları kullanılmaktadır. Ancak asıl amaç, bu yazıyı sadece görsel olarak değil, düşünsel bir sistem olarak kavramaktır.
—
Günümüzde Göktürk Alfabesi: Akademik ve Kültürel Tartışmalar
Bugün Göktürk alfabesi yalnızca tarihçilerin değil, dilbilimcilerin, antropologların ve dijital kültür araştırmacılarının da ilgi alanındadır. Akademik çevrelerde iki ana tartışma öne çıkar:
1. Dilsel Süreklilik Tartışması: Göktürk yazısının modern Türkçeye doğrudan etkisi var mı?
Çoğu dilbilimci, alfabenin unutulsa bile dilsel yapı ve sözdizimi düzeyinde izler bıraktığını kabul eder.
2. Kültürel Yeniden Sahiplenme: Modern Türk topluluklarında Göktürk alfabesi, bir kimlik sembolü hâline gelmiştir. Özellikle genç kuşaklar, dövmelerden sanat tasarımlarına kadar bu yazıyı yeniden yorumlamaktadır. Bu durum, kültürel mirasın popüler kültürle nasıl buluştuğunun dikkat çekici bir örneğidir.
Bu tartışmalar, Göktürk yazısının yalnızca bir tarihsel miras değil, yaşayan bir sembol olduğunu gösterir. Yazının modern yorumları, geçmişin gelecekle diyaloğu hâline gelmiştir.
—
Sonuç: Yazıdan Öte Bir Hafıza
Göktürk Alfabesi ile yazmak, bir tarihî geleneği sürdürmekten öte, düşünce biçimini yeniden hatırlamaktır. Her sembol, yalnızca bir harf değil; kimliğin, bilincin ve hafızanın taşıyıcısıdır.
Bugün bir kelimeyi Göktürkçe yazdığınızda, yalnızca geçmişe bakmış olmazsınız — aynı zamanda kendi kültürel köklerinizi çağdaş dünyada yeniden var edersiniz. Çünkü yazı, sadece iletişim aracı değil; bir medeniyetin kendini dünyaya anlatma biçimidir.
Göktürk Alfabesi’ni öğrenmek, geçmişi diriltmek değil, onu anlamaktır. Her “𐱅” bir ses değil, bir yankıdır; bin yıl öncesinden bugüne ulaşan bir çağrı: “Dilini bilen, kim olduğunu bilir.”
—
Etiketler: #GöktürkAlfabesi #OrhunYazısı #TürkDili #DilTarihi #KültürelMiras #TürkKültürü #YazıSistemi